Postpartum Depresyon

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLAR

Postpartum Depresyon

Doğumdan sonraki bir yıl kadınların, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk ve en çok da depresyon gibi psikiyatrik bozukluklar için risk altında olduğu bir yıldır. Postpartum, doğumdan sonraki ilk bir yıl içinde görülen belirli depresif semptomları işaret ederken, peripartum ifadesi gebelik ve sonrası depresif semptomları işaret etmektedir. 

Postpartum depresyon “mutsuz, kaygılı, çaresiz, ümitsiz, değersiz, huzursuz, suçluluk ve yalnız hissetme gibi depresif duyguların ve uykusuzluk, yorgunluk, iştah değişikliği, kendine güvende azalma, dikkat eksikliği, öz bakıma dikkat etmeme, günlük aktiviteleri yapmakta isteksizlik, sık ağlamalar gibi durumların” yaşandığı bir psikiyatrik tablodur. Uykusuzluk ya da kilo kaybı gibi durumlar doğum sonrası olası gelişmeler olduğu için, bu semptomların depresif semptomlar olup olmadığı ayırt edilmelidir. Doğum yapan kadınlardaki epresif semptomlar, yapmayan kadınların depresyon semptomlarından çok da farklı değildir. Yine de postpartum depresyon denince akla ilk gelen, annenin ailesine ya da bebeğine karşı olumsuz duygulara sahip olmasıdır. Anne, çocukla ilgilenmekte zorlanır, kendine ya da bebeğine zarar vermesi söz konusu olabilir. Bu sebeple, erken tanı oldukça önemlidir. Tanı ve tedavi geciktikçe, iyileşme de gecikmektedir. Postpartum depresyondan şüphelenilen durumlarda, bir an evvel bir psikiyatriste başvurulması gerekmektedir. Postpartum depresyon, doğum sonrası görülen annelik hüznüyle karıştırılabilir; oysa annelik hüznü çok daha kısa süreli ve geçici bir tablodur. Postpartum, doğumdan sonra 2. hafta ila iki ay içinde başlar ve en az iki hafta, en fazla bir yıl kadar sürer. Ancak iki yıla kadar sürdüğü vakalar da bulunmaktadır. Annelik hüznü %50-70 sıklıkla görülürken, postpartum depresyon %10-15 bir sıklıkla görülmektedir. Peripartum depresyon açısından, yani gebelik ve sonrası depresyonu görülme sıklığı ise %12-36 arasındadır. Türkiye’de postpartum depresyonun görülme sıklığı, pek çok topluma göre daha fazladır. Ancak, annelerin yeni doğan bebeğin ailede sebep olduğu heyecan içerisinde mutlu olmak yerine depresif hissettikleri için suçluluk hissetmeleri sebebiyle ya da utandıkları için yaşadıklarını depresyon olarak değerlendirmeyip, psikiyatrik desteğe başvurmadıkları da görülmektedir. Ayrıca postpartum depresyonun oldukça sinsi şekilde başlaması ve hafif ve orta düzeylerde anlaşılmasının daha güç olması gibi sebepler de annelerin, profesyonel desteğe başvurmamalarında etkili bir sebeptir. Hatta şiddetli postpartum depresyon yaşayan kadınların, ancak yarısından da azının yaşadıklarını depresyon olarak değerlendirdikleri belirtilmektedir. Annenin klinik düzeyde bir depresyon, anksiyete ya da bipolar bozukluk hikayesi varsa, annenin ailesinde depresyon geçmişi varsa, düşük eğitim ve gelir sahibine sahip bir anneyse, bebeğin sorumluluklarını tek başına üstlenmesi gereken bir anneyse, riskli bir gebelik geçirildiyse, annenin başka yaşamsal stresleri mevcutsa, daha önceki doğumlarında annelik hüznü ya da postpartum depresyon yaşanmışsa, annenin süt vermesi ani olarak kesilmişse, anne kronik bir hastalığa ya da kronik hastalık geçmişine sahipse ve sigara kullanıyorsa postpartum depresyon için riskler artar. Bahsi geçen risk durumlarında annenin, ilk iki ay içinde postpartum depresyon bakımından bir psikiyatrik değerlendirmeye tabi tutulması tedbir açısından önemlidir. Bu değerlendirmelerde yaygın olarak, Edinburgh Postpartum Depresyon Skalası kullanılmaktadır.

Doğumun kadınları depresyona karşı hassasiyetlerini artırdığı düşünülebilir ancak yapılan çalışmalarda bir ila üç ay içinde doğum yapmış kadınlarla, bir yıl içinde doğum yapmamış kadınların depresyon düzeylerinin karşılaştırıldığı ve anlamlı bir farklılık bulunamadığı görülmektedir. Hatta, doğum sonrası gelenek ve göreneklerin, aile desteğinin, pozitif annelik rolü gibi faktörler sebebiyle, doğumun depresyona karşı koruyucu olduğu bile düşünülebilir.

Kaynakça:

http://www.ttb.org.tr/STED/sted0901/dogum.pdf

http://www.diclemedj.org/upload/sayi/3/Dicle%20Med%20J-01231.pdf

http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/tez/pdf/aile_hekimligi/dr_tijen_i_eren.pdf

https://www.journalagent.com/phd/pdfs/PHD-31549-RESEARCH_ARTICLE-AY.pdf

http://www.cappsy.org/archives/vol3/no1/cap_03_07.pdf

Klinik Psikolog Şuheda KARAKAYA AYDIN
Etiketler: