
KAYGI (ANKSİYETE) BOZUKLUKLARI
Toplumsal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi)
Kişinin diğer insanlarca değerlendirilmeye tabi tutulabileceği bir ya da daha fazla toplumsal durumla ilgili (konuşma yapma, sosyal etkileşim içerisinde karşılıklı konuşma, yemek yerken izlenme, yeni insanlarla karşılaşıp iletişime geçme gibi), en az altı ay süreyle sürekli şekilde belirgin bir korku ya da kaygı duymasıdır. Kişi olumsuz bir değerlendirmeye maruz kalacak şekilde davranmaktan ya da bu kaygısına dair belirtiler göstermekten korkar. Bahsi geçen toplumsal yaşantılar kişi için her zaman korku ya da kaygı doğurur. Korku duyulan toplumsal durumlardan kaçınılır; kaçınma gerçekleşemezse yoğun bir korku ve kaygıyla buna katlanılır. Sosyal fobiye dair korku ya da kaygı, toplumsal ve kültürel düzeyde kişinin korkup çekineceği/çekindiği kadar ciddi bir tehdit içermez. Sosyal fobiye dair korku, kaygı ya da kaçınma bireyin günlük (akademik, mesleki ya da toplumsal) işlevselliğinde düşüşe sebep olur ve klinik düzeyde sıkıntı oluşturur. Sosyal fobi, diğer psikiyatrik bozukluklarla daha iyi açıklanamaz. Belirtiler, bir maddenin ya da başka bir sağlık durumunun etkilerine bağlanamaz. Sağlıkla ilgili durumlarda ise, sosyal fobi durumla ilişkili duyulan kaygı ve korku düzeyinde ilişkisiz ya da aşırı düzeydedir.
Çocuklarda toplumsal kaygı bozukluğu tanısı için, duyulan bu kaygının sadece yetişkinlerin yanında gözlenmemesi, akranlarının olduğu yerlerde de ortaya çıkması beklenir.
Sosyal fobi tanı ve tedavisi için öncelikle Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzman doktorlarına başvurulmalıdır. Bu şekilde öncelikle psikofarmakolojik (ilaç tedavisi) bir tedavinin gerekip gerekmediğine karar verilmelidir. Diğer psikiyatrik bozukluklarda da olduğu gibi, psikiyatrik tanılarda psikofarmakolojik tedavi ile psikoterapinin birlikte yürütülmesi en etkili tedavi yoludur. Bununla birlikte, bireyin yaşam kalitesi (düzenli uyku, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz), akut ya da kronik stresörlere karşı dayanıklığı ve bu bağlamda stresle nasıl baş ettiği (sağlıklı ya da sağlıksız baş etme yollarıyla) gibi hususlar anksiyete bozukluğu tanılarında psikoterapilerde nefes ve gevşeme egzersizlerinin beraberinde önemi vurgulanan hususlardır.
Vera Psikolojik Danışmanlık olarak bizler, bireysel danışmanlık sürecinde Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi, Kabul Kararlılık/Adanmışlık Terapisi ve EMDR Tekniği; çocuk ve ergen danışmanlığında Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Kum Tepsisi, Theraplay, Kabul Kararlılık/Adanmışlık Terapisi, Bilişsel Davranışçı Terapi ve EMDR Tekniği; evlilik ve çift danışmanlığında ise Duygu Odaklı Çift Terapisi, Kabul ve Kararlılık Temelli Çift Terapisi, Sistemik Cinsel Terapi psikoterapileri doğrultusunda hizmet vermekteyiz.
Psikoterapiler hakkında bilgi almak için tıklayınız.
Kaynak:
Amerikan Psikiyatri Birliği (2013). Ruhsal bozuklukların tanımsal ve sayımsal elkitabı (DSM-5), (Beşinci Baskı). E Köroğlu (Çev. Ed.), Ankara: Hekimler Yayın Birliği.